• Kısa ve orta dönem yerine uzun döneme
  • Parçalar yerine bütüne
  • Olaylar yerine yapı ve sistemlere
  • Sonuçlar kadar sebeplere
  • Tek boyutlu düşünceden çok boyutlu düşünceye

12 Ocak 2012 Perşembe

Mega Trendler-2012 ve Etkileri..

.
2012'ye dair beklentileri ve gidişatı özetleyen çok güzel bir yazı..Çok az açıklayıcı ilavelerle, aslına sadık kalarak çevirdim..Orjinal hali, merak edenler için ektedir..

Mega Trends 2012 and their Impacts
Stock-Markets / Financial Markets 2012
Jan 08, 2012 -
By: Colin_Twiggs

Önümüzdeki yıla genel bir bakış atmak için öncelikle, onlarca yıl veya bazı durumlarda daha uzun süren, büyük trendleri analiz etmeliyiz..

Nüfus artışı ve Gıda kaynakları
Geçen yüzyılın en önemli dinamiği, dünya nüfusunun üssel olarak artmasıydı. Nüfusun 1 milyardan 2 milyara çıkışı 123 yıl sürmüştü (1927) ve 5 milyardan 6 milyara çıkışı ise sadece 12 yıl sürdü (1999). Bu artış hızı her ne kadar yavaşlasa da, 2050’li yıllarda bugünki 7 milyar nüfusun zirve seviyesi olan 9 milyara ulaşacağı öngörülmektedir..

Aynı zamanda, tarım ve su kaynaklarındaki artan bir biçimde azalma (kıtlık) ile yüzleşmek zorundayız..Her ne kadar teknolojideki gelişmeler, tarımda verim artışı sağlamış olsa da, Çin ve diğer Asya ekonomilerinin artan et tüketimleri , toplam tarım üretimini azaltacaktır..Besi hayvanlarından, eşdeğer miktarda yenilebilir protein elde etmek için gereken tarım alanı, geleneksel  baklagiler ve tahıl için gereken alandan 4-5 kat daha fazladır..Hatta sığır etiyle mukayese edildiğinde 10 kata kadar çıkabilir(*)..Bitkisel yakıt (ethanol) üretiminin de ortaya çıkışı ile tarım alanlarında  bu tür bitkilere yer ayrılması, gıda üretimi için ayrılan tarım alanlarında azalmaya yol açacaktır.

Küresel ısınma, ister suni ister doğal döngü olsun, tarım ürünleri üretiminde de düşüşe yol açmaktadır - kuraklık, seller, denizlerde balık rezervlerinde azalma..

Doğal kaynaklarda Azalma
Global endüstrileşmenin hızlanması ile global rezervleri, (demir ve demir dışı cevher rezervleri ile enerji kaynaklarında petrol, kömür rezervleri) daha fazla tüketiyoruz. Hazırda kullanılabilecek rezervleri hızla tüketmemizden dolayı ilerde emtia maliyetlerinin daha fazla artması beklenmektedir..Zira hazır kaynakların azalması nedeniyle yeni kaynakların keşfedilmesi gerecektir..Bu nedenle daha derinlerde kazılar yapmak ve daha zorlu üretim koşullarına katlanmak gerekecektir. Derin sularda, okyanus sondajları ve kuzey -güney kutup dairelerinde yeni keşiflerin artması muhtemeldir.

Enerji kaynaklarında azalmaya bağlı olarak, mevcut güvenlik endişelerine rağmen, Nükleer enerji tüketiminin artması beklenmektedir. Teknolojik gelişmeler her ne kadar daha güvenilir nükleer enerji - Thorium flouride reaktörleri gibi- elde etmeye olan umutları artırsa da bu henüz ihtiyaca cevap verecek düzeyde değildir. Güneş enerjisi, Rüzgar enerjisi -teknolojik gelişmeler, bu kaynakların üretim maliyetlerini, alternatif üretim kaynaklarının üretim maliyetleri seviyesine çekene kadar- marjinal düzeyde kalması muhtemeldir.

Global rekabet
Sınırlı, kıt kaynaklar üzerindeki rekabet, küresel nüfuz alanlarını genişletmek ve arz güvenliğini sağlamak isteyen küresel oyuncular arasındaki tansiyonu artıracaktır.. Orta Doğu, Afrika, Güney Amerika, Avustralya, Moğolistan ve eski SSCB ülkeleri, sahip oldukları zengin doğal kaynaklar nedeniyle potansiyel hedefler olacaktır..

Ticaret savaşları
Kıt kaynaklar üzerindeki rekabete ilave olarak, uluslararası ticarette de rekabetin arttığını görme olasılığımız yüksek..Daha fazla kur (döviz kurları) manipülasyonuna karşı gösterilen direncin - 1980‘lerde Japonya tarafından başlatılan ve son on yılda Çin tarafından sürdürülen yüksek kur uygulamasına duyulan tepkilerin - artma olasılığı yüksektir. Çin ve Japonya tarafından tutulan ABD hazine kağıtları 2.3 Trilyon $'dan fazladır..Sermaye hesabı girişleri, sermaye hesabı çıkışlarını kontrol etmek için kullanılmaktadır..Böylece kur seviyeleri baskılanarak daha rekabetçi ticaret avantajı sağlanmaktadır ..

(Kur savaşları: Ülkeler kendi para birimlerini zayıf tutarak ihraç ürünlerinin fiyatını ucuzlatırlar..Böylece daha fazla ihracat avantajı sağlarlar..Öte yandan bu yolla ithalat maliyetlerini de yükselterek ithalatı kısıtlarlar..Çin ve (daha önceleri de) Japonya’nın ihracat gelirlerini tekrar ABD'ye transfer etmeleri nedeniyle ülkelerinde ABD doları, kendi para birimlerine karşı değerli kalmakta ve yüksek kur ile daha fazla ihracat olanağına kavuşmaktalar..Son zamanlarda ABD, Çin’e daha fazla baskı yaparak, Çin’in ihracattan elde ettiği geliri, sürekli ABD hazine kağıtlarına yatırmak yerine, kendisinin de harcama yapmasını ve kuru bu yolla sürekli baskılamak yerine yuan’ın değerlenmesinin önünü açmasını ve bu yolla kendi ithalatını da artırmasını istiyor..Çin’in, tek taraflı kendine avantaj sağlayan, Yuan'ın değerini düşük tutmaya odaklı bu kur rejiminden vazgeçmesini istiyor..)

Yükselen Demokrasi
Küresel istikrarsızlığı artıracak bir başka faktör, dünyanın bazı bölgelerinde demokrasinin yükselişi..Arap baharıyla ortaya çıkan demokrasi hala emekleme döneminde olmasına rağmen, hiç şüphesiz bu gelişmeler, küresel çapta diğer otokratik hükümetler arasında derin endişelere yol açtı..Gıda sıkıntısı ve global düzeyde artan fiyatlar önemli bir katalizör işlevi görmektedir..Bu gelişmelerin, bazı otokratik rejimlerin artan oranda daralmasına ve bazılarında ise hızlı bir demokratik dönüşüme sebebiyet verecektir (Myanmar gibi)..Fakat bu demokrasiye geçiş süreci -özellikle birden fazla din, dil, ırk ve kültürel farklılıklar içeren ülkelerde- kolay ve pürüzsüz olmayacaktır..Bu geçiş süreci, belli bir istikrar seviyesine kavuşana kadar, ülkelerde on yıllarca süren iç çatışmalara yol açabilecektir..

Çürüyen Demokrasiler
Öte taraftan uzun süreli ve olgunlaşmış batı demokrasilerinin çürümesine tanıklık ediyoruz..Özellikle büyük sermaye sahibi belli çıkar grupları (örneğin bankalar, büyük petrol ve silah üreticileri), hükümetleri ve politikacıları, sadece seçmenlerine hizmet vermek yerine aynı zamanda kendilerine de finansal sponsor olmaya zorlamaktalar...Yaşlanan nüfus ayrı bir tehdit unsuru: Ekonomik üretime katılmamalarına rağmen, Yaşlı nüfusun ciddi bir seçmen bloku oluşturması nedeniyle, bu kitleler, hükümetler üzerinde sosyal harcamaların dağılımında -sağlık ve emeklilik ödemeleri gibi- artan bir etkiye sahipler..Seçmenlerini mutlu etmek isteyen  ve yeniden seçilmeye çalışan politikacılar, aşırı harcamalar, artan kamu borçları ve zayıflayan para birimleri nedeniyle daha fazla suçlanacaklar..
Daha fazla uzlaşmaya dayalı demokrasi (İsviçre modelinin genel hatlarına sahip) ve şu anki mevcut kazanan alır sisteminin aşırılığından uzak bir demokrasiye dönüşümümüz ise uzun dönemli bir umut olabilir.

Global borç krizi
Batı demokrasilerinin yozlaşması, (artan kamu borç seviyesi ve çift haneli rakamlarda artış gösteren özel sektör borçluluğu yoluyla) son 30 yılda kitlesel bir borç patlamasına yol açtı..Büyük borç balonu, - etkin bir şekilde zayıflayan kurlar, tüketici ve varlık (konut ve hisse) fiyatlarında artan bir enflasyona yol açması- GSMH (ülke ekonomisin toplam geliri) deki büyümenin çok ötesine geçti..Global Finans krizi, borç genişlemesinin zirvesini işaretlemiş ve akabinde özel sektör ve hane halkının, borçlarını geri ödemek için gelirlerini yönlendirmesiyle, talep tarafında çok hızlı bir daralma görülmüştü. Borç daralması felaket gibidir ve yine, 1930 büyük buhranı gibi, ekonomilerin % 25'e varan oranda daralmasına yol açabilir…

(Borç daralması, borçları ödemek için daha az tüketim, daha az tüketim talep tarafında daralmaya yol açarak üretimin düşmesine, fabrikaların kapasite azaltmalarına veya kapanmasına yol açarak daha fazla işsizliğe, daha fazla işsizlik, daha fazla talep daralmasına …Krizin daha derinleşmesi demektir.)

Hükümetlerin, özel sektörün borçlarını geri ödemek için harcamalarını kısmasıyla daralan talebi genişletmek için (kendi kamu harcamalarını artırarak) bütçelerinde açık vererek, bu daralmaya cevap vermesi, kamu borçlarının hızla büyümesine yol açtı..Özel sektörün borçluluk daralmasının yol açtığı boşluk, kamunun artan harcamalarıyla zar zor dengelenebildi..Bu boşluk, kamu tarafından kapatılmasına karşın, çoğu batılı ülke büyük bir kamu borcu ve tahvil piyasalarında artan tansiyonla baş başa kaldı..

Merkez bankaları (Amerikan FED ve İngiliz BOE gibi) kendi kurallarını ihlal ederek, yarattıkları taze kaynak -bastıkları paralarla- hükümet tahvili almaya başladılar ve hükümetlere kaynak aktardılar..Merkez bankalarının varlık alımları, enflasyon üzerinde çok az etkisi oldu..Zira Merkez bankalarının parasal genişlemelerinin enflasyonist etkileri, özel sektör borç daralmasının deflasyonist (fiyatlar genel seviyesindeki düşüş) etkileri sayesinde dengelendi..Fakat borç daralmasının durdurulması, enflasyon cinini şişeden çıkarabilirdi.

2012'ye Bakış
Buradaki büyük trendlerin 2012'de büyük etkilerinin olacağına inanıyorum.  Kristal küreye sahip olduğum iddiasında değilim fakat yıl sonunda bu öngörüleri gözden geçirmek eğlenceli olabilir.

*Daha fazla borç Daralması (Tüketimin düşmesi)
Özel sektör borç daralması ve kamu üzerindeki borçlanma kısıtlamaları, deflasyonist kuvvetleri artıracaktır.

*Daha fazla Parasal genişleme
Fed ve BOE, Kamunun borçlanmasını desteklemek adına (kamuya kaynak aktarmak için) muhtemelen bilançolarını genişleteceklerdir. Fakat ECB (Avrupa Merkez Bankası) nın, üye ülkelerin örneğin Almanya gibi ülkelerin, banka üzerinde kısıtlayıcı istekleri nedeniyle genişleme yoluyla vereceği yanıt sınırlı olacaktır.

*Düşük enflasyon
Deflasyonist kuvvetler, Merkez bankalarının parasal genişlemeleriyle yol açtıkları enflasyonist etkilere baskın çıkacaktır.

*Düşük global büyüme
Borç daralması ve Avrupa bankacılık krizi, düşük büyümeye yol açacaktır.

*Avrupa bankacılık krizi, daha fazla bankanın kurtarılmasını gerektirecektir...
Bu durum, kamu borç seviyesinde daha fazla strese yol açacak, ECB üzerinde, daha fazla aktif olması için, baskıya neden olacak

*Çin Ekonomisinde yavaşlama
Düşük maliyetli konut ve artan toplumsal huzursuzluğu yatıştırmaya odaklı, ikinci geniş teşvik paketi ekonomik aktivitedeki kayıpları telafi edecektir.Fakat ihracat pazarları yatay kalacak ve bankacılık sektörü, takipteki kredileri , geri dönmeyen kredileri nedeniyle sular altında kalacak..(Çin'de son zamanlarda konut fiyatlarında görülen hızlı düşüş ve bankalarda batık krediler nedeniyle Çin ekonomisinde riskler son aylarda artmıştı)

*Emtia fiyatlarındaki düşüş yavaşlayacak
Çin’in geniş teşvik paketleri emtia fiyatlarını destekleyecektir.

*Otokratik rejimlerde toplumsal huzursuzluk artacak
Arap Baharı çok daha geniş alanlara yayılma gösterecek

*Ham petrol Fiyatları, artan çatışmaların etkisiyle, yüksek kalmaya devam edecek
Yüksek petrol fiyatları, global büyümenin düşmesinde de etken olacaktır.

*Çin -Yuan değerlendikçe Amerika’nın cari açığı daralacak
ABD’nin Çin’e, daha fazla ABD hazine tahvillerine yatırım yapmasını engellemeye  yönelik artan baskısı, yuan’ın dolar karşısında değerlenmesine yol açacaktır.

*Dolar Euro karşısında güçlenmeye devam edecek
Avrupa (Eurozone) bankacılık krizi, doların güvenilir liman olma özelliğini korumasını sağlayacaktır.

*Parasal genişleme tekrar başladığında Altın’da boğa piyasası görülecektir.(Altın fiyatları artacak)
Fed tarafından Parasal genişleme tekrar başladığında, altın dolara karşı tekrar değerlenmeye başlayacak ..Altında tekrar boğa trendi - yükselme trendi başlayacaktır.


---------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
(*)  Çeviri yaparken buradaki iddia bana şaşırtıcı geldi. Doğru olup olmadığına emin olamadım. Bir araştırma yaptım ve gerçekten de iddia edildiği gibiymiş. Tarım sektörüyle ilgili bir sitede böyle bir kayıt buldum : ABD'de yapılan bir araştırma 48 eyaletin yüz ölçümünün % 60'nın hayvancılık için kullanıldığını gösteriyor..Bir sığır üretimi ile 250 kilo et sağlanır ve bunun için ortalama yılda 40 dönüm arazi gereklidir. Bunun 36'sı sığırın otlaması için, 4'ü otlağı, sulağı ve yetiştirilmesi içindir. Fakat bunun yerine 25 litre hacmindeki aynı değerde kalori veren mısır için yalnızca  ¼  dönüm toprak gereklidir.
---------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
Yazının orjinal metni için : http://www.marketoracle.co.uk/Article32509.html

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Niçin mi fikir değiştiriyorum? Çünkü ben fikirlerimin sahibiyim; Kölesi değil! Fikirlere karşı hiçbir taahhüdüm yoktur; ister korur, ister değiştiririm. Cenap Şahabettin

Ne kadar az bilirseniz; o kadar şiddetle müdafaa edersiniz. Bertrand Russell


Yarın yeni şeyler öğreneceğim..Ve bu nedenle bugünkü fikirlerim yarın değişebilir. Ben sadece verdiğim sözlerin tutsağıyım, düşüncelerimin ve fikirlerimin değil! Y.A

Konuşup anlaşamayacağım hiç kimse yoktur; anlaşamıyorsak konuşamadığımız içindir. Y.A

Sayfa Görünümü

Buradaki yazılar, tamamen kendi düşüncelerimi ve fikirlerimi içerir. Burada sunulan bilgilerin, kullanılan verilerin doğru ve güvenilir olması için gereken özeni göstermiş olsam da size doğruluğunu ve kesinliğini garanti edemem. Yazılarım, herhangi bir kişi veya zümreyi hedef almaz. Hiçbir kurum veya kuruluş ile bağlantılı değildir. Bu blog, kişisel bir blog olup yazıların yayım hakkı Yusuf Aygün'e aittir. Kaynak göstermek ve link vermek şartıyla yazılarımı kullanabilir, alıntı yapabilirsiniz... Her yazı, bir emeğin ürünüdür. Emeğe saygı göstermenizden dolayı teşekkür ederim.