Bu cari açık meselesi ileriki yıllarda çok daha baş ağrıtacak gibi duruyor. Özellikle 2023 vizyonundaki hedefler göz önüne alındığında, bu hedeflere giden yolun önündeki en önemli engel bana göre...Ve büyümeye odaklanan bir hükümetin- ki her ülke ekonomisini büyütmek ve refahını artırmak ister- bu yıl büyümeyi frenlemesi, cari açık sorununu yenemediğimizin göstergesi..Tıpkı bir futbol takımının defansının sağlam olmadığını anlayınca rakibe atak yapmak yerine defansa çekilmesi gibi..Ama gol atmadan da galip gelinmiyor...Yani 2023 vizyonuna gideceksek bu cari açık meselesine mutlak çözüm bulmak zorundayız. Yoksa iki ileri bir geri tarzında büyürüz. Cari açık kontrolden çıktı, büyümeyi düşür ...Nitekim hızlı büyümeyi düşürebilmek, iç tüketimi sınırlayabilmek ve bu yolla ithalattaki hızlı büyümeyi kontrol altına alabilmek ve cari açığın önü kesebilmek için MB'nin kredi genişlemesini yavaşlatmaya yönelik tedbirlerini artırması ve yine döviz kurunun 1,5 TL den 1,8 TL seviyesine çıkması ile cari açıktaki hızlı büyüme nispeten dengelenmiş oldu. Fakat önümüzdeki yıllarda büyümenin tekrar % 8'leri bulması ile aynı tablo tekrar geri gelebilir.
Kredi Büyümesi
Ekonomimiz üzerinde demoklesin kılıcı gibi duran bu sorun her nüksettiğinde büyümeyi düşüreceksek hedefe nasıl varacağız? Ki nasıl olsa cari açık bir şekilde finanse ediliyor deyip büyümeye odaklanmakta mümkün değil..Çünkü büyüdükçe cari açıkta büyüyor, finansman ihtiyacı da..Ya ilerde finansman sıkıntısı çekersek ne olacak o zaman? Belki cari açık tek başına krizlerin tetikleyicisi olmadı ama diğer risklerle beraber birleşince bir anda ekonomileri tepetaklak etmeye yetiyor. Yani çoğunlukla tek başına varlığı, ekonomilerde kırılganlığı artırdığı için diğer riskler de artınca kriz için katalizör işlevi görüyor. Bütçe açığı + Cari açık = Kriz veya İç siyasi riskler + Cari açık = Kriz, dış ülkelerde riskler,komşu ülkelerle gerginlik + Cari açık = Kriz gibi...Çünkü böyle durumlarda risk arttığı için finansman sıkıntısı çekilir ve cari açığın finansmanı çok zor hale gelir...
2023 Hedeflerine yapısal reformlar yapmadan şu anki ekonomik yapıyı büyütmek suretiyle ulaşmak mümkün mü?
GSMH-2023 : 2 trilyon $ (2014: 1 Trilyon $)
İhracat-2023 : 500 milyar $ (İthalat : 500 milyar $- ?)
2000-2008 arasında GSYİH neredeyse üçe katlandı.(2000: 267 milyar dolar. 2008: 742 milyar dolar ) Yani geçmişte de cari açık sorunu vardı ve buna rağmen büyüdük..Önümüzdeki yıllarda da cari açık sorununa rağmen büyümeyi sürdürebilir miyiz? Ekonomimiz önümüzdeki 12 yıl içinde mevcut yapı ile tekrar ikinci kez üçe katlanabilir mi? 2011 GSMH 750 milyar$ civarında gerçekleşecekse 2023 sonunda 2 trilyon$ GSMH'ye ulaşmak için, 12 yıl içinde ekonomimiz 2,67 katına çıkmalıdır, bu da yıllık % 8,5'lik bir büyüme gerektirecektir.
2023 vizyon hedefleri ile dış tıcaretimizin şimdikinin 2,67 katına ulaştığını göz önüne alırsak böyle bir tabloda mevcut ekonominin rasyoları 2,67 ile çarpılması halinde çıkan tablo sürdürülebilir olacak mı? Daha doğrusu şu anki rasyolar bu haliyle 2,67 katına ötelenebilir mi? Bence cari açık ve ithalatın şu anki yapısı itibariyle rakamları 2,67 katına çıkarmak mümkün değil..Çünkü ekonomimiz bu haliyle büyümeye devam ederse eninde sonunda cari açık büyümeyi frenleyecek ve bu hedeflere şu anki ekonomik yapıyla ulaşmak mümkün olmayacak...Ya büyüme düşecek, o zaman hedefe ulaşılamayacak..Büyümeyi düşürmeden ulaşmaya çalışmakta el freni çekili araçla ralli yapmaya çıkmak gibi..O zaman ekonomide çok köklü yapısal reformlara ihtiyaç var...
- Cari açık nedir ve 2011'de görünüm
- 2011 de ihracat-İthalat ve ekonomik yapının analizi
- 2023 Projeksiyonu
Cari Açık/GSMH
Bu denklem negatif ise cari açık, pozitif ise cari fazla demektir. Mal ihracatı ve mal ithalatı arasındaki farkta dış ticaret dengesidir.
[Hizmetler; ulaştırma, turizm, haberleşme hizmetleri, inşaat hizmetleri, sigorta hizmetleri, mali hizmetler, kişisel, kültürel hizmetler gibi kalemlerden oluşur. Bunları yabancılara sunduğumuzda gelir, onlardan aldığımızda gider olur. Diğer Gelirler; doğrudan yatırım, portföy yatırımları ve diğer yatırımlardan elde edilen faiz, hisse geliri, kâr payı, gelir gibi tutarları içermektedir. Bu gelirleri yabancılardan elde ettiğimizde gelir, yabancılara ödediğimizde gider yazarız. Cari transferler (Karşılıksız transferler); örneğin yurtdışındaki işçilerimizin gönderdiği paralar bu kategoriye girer. ]
Türkiye’nin 2011 yılı ödemeler dengesi sayıları şöyledir (milyar dolar):
İhracat: 143,5
İthalat: 232,9
Hizmet Gelirleri: 39
Hizmet Giderleri: 20,7
Diğer Gelirler: 4,0
Diğer Giderler: 11,7
Cari transferler: 1,7
Şimdi bunları yukarıdaki denklemlerde yerine koyarak dışticaret dengesini ve cari dengeyi bulalım:
Dışticaret dengesi = 143,5 – 232,9 = - 89,4 (Türkiye 2011 yılında toplam 89,4 milyar dolar dışticaret açığı vermiştir.)
Cari denge = (143,5 + 39 + 4) – (232,9 + 20,7 + 11,7) + 1,7 = (186,5) – (265,3) + 1,7 = 77,1 (Türkiye 2011 yılında toplam 77,1 milyar dolar cari açık vermiştir.)
Cari açığı GSYH’ya (OVP’ye göre tahminen 781 milyar USD) böler ve 100 ile çarparsak cari açığın GSYH’ya oranını yüzde 9,9 olarak hesaplamış oluruz.
2011 yılında Cari açık nasıl finanse edildi?
Bir ülkeye finansman olarak giren yabancı kaynaklar başlıca şu şekillerde girer: (1) Doğrudan yatırımlar (yabancı bir şirketin Türkiye’de fabrika, şirket, banka, alış veriş merkezi vb kurmak üzere ya da yabancıların Türkiye’de gayrimenkul almak üzere getirdiği dövizler.) (2) Portföy yatırımları (yabancıların tahvil, bono, hisse senedi veya borç senedi almak üzere getirdiği dövizler.) (3) Diğer yatırımlar (şirketlerin aldığı ticari krediler, bankaların aldığı sendikasyon kredileri, IMF kredileri ve yabancıların bankalara yatırdığı mevduat gibi nedenlerle gelen dövizler.) (4) Rezerv varlıklar (Merkez Bankası’nın döviz rezervlerindeki değişimi gösterir.) (5) Net hata ve noksan (nedeni bilinmeyen ölçüm ya da kayıt dışı giren ya da çıkan dövizler.)
2011 yılında bu kalemlerin durumu şöyledir (milyar dolar)
Doğrudan yatırımlar (net): 13,4
Portföy yatırımları: 22,1
Diğer yatırımlar: 27,3
Rezerv varlıklar: 1,8
Net hata ve noksan: 12,5
Toplam: 77,1
Cari açığın ihracat- ithalat yani dış ticaret açığından kaynaklandığı çok açık. İhracatın ithalata bu denli bağımlılığı ve ithalatın büyümeyle paralel artıyor olması nedeniyle önümüzdeki yıllarda ekonomik büyümenin devam etmesi halinde cari açığında artacağı aşikar..
---------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
(*) Cari açık ile ilgili tanımları ve 2011'deki görünümü: http://www.mahfiegilmez.com/2012/02/771-milyar-dolarlk-cari-acg-nasl.html
Tablolar için: Ekonomi Bakanlığı Ekonomik Araştırmalar ve Değerlendirme Genel Müdürlüğü
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder